Wii'ye özel olarak çıkacak olan MadWorld, Kapatılan Clover Studio'nun küllerinden doğan bağımsız oyun stüdyosu PlatinumGames’in, Sega için hazırladığı dört oyundan biri. Özellikle Sincity tarzı grafikleri ve içerdiği yoğun şiddet, isminin daha fazla duyulmasını sağlasa da, oyunun arkasındaki grubun başarıları da oyuna önemli referans sağlıyor. Örneğin yapımcı koltuğundaki Atsushi İnaba, Viewtiful joe,Okami ve God hand’in yaratıcısı. Oyunun tasarımcısı Shigenori Nishikawa ise resident evil 4 ve Dino Crisis serisinin tasarımcısı.
Kan Gövdeyi de götürecek, kelleyi de
Oyun boyunca kendisini yöneteceğimiz Jack, testereli bir sadist gibi görünmesine rağmen, aslında hayatta kalmaya çalışan bir adamdır. Yaşadığı şehir Varrigan, terör örgütü The Organizer tarafından Death Watch(muhtemelen Baywatch'a gönderme var) isimli bir televizyon şovuna çevrilmiştir. Jack ve şehirde yaşayan diğer vatandaşlar, bu televizyon şovuna zorla sokulmuş ve şehre yerleşmiş gizemli düşmanlarla savaşmaya zorlanmıştır.
Anti-kahramanımız Jack'in, şehirdeki düşmanlarla savaşırken kullanacağı temel silahı testeresi olsa da, etraftaki tüm eşyalar Jack için potansiyel bir silah. Uyarı levhaları, çöp kutuları, araba tekerleği ve bilumum birçok eşya kendi çapında bir ölüm aleti… Yanlış anlamaya izin vermeyelim, bu eşyalar düşmanların üzerine atılmak üzere duran türde eşyalar değil. Mesela düşmanın birini tekerleğe geçirip, kafasına uyarı levhasını çakıp, ardından çivili duvara fırlatabileceksiniz. Aynı şekilde çevre de, bu katliamda oldukça işinize yarayacak. Örneğin metro istasyonunda düşmanları hareketli trenin üzerine atabilecek, uçak pervanesini kıyma makinesi olarak kullanabileceksiniz. Ayrıca orijinal silahlar ve etraftaki eşyalarla yapılabilecek birçok kombo bulunacak. MadWorld'de, No More Heroes'da da olduğu gibi, şehir içinde dolaşabileceğimiz bir motorumuz bulunacak. Aslında motor dolaşmaktan çok görevlere yada boss'lara gitmek için işimize yarayacak ve yolda da düşmanlar peşimizi bırakmayacak. Road Rash'i yaad etmemizi sağlayan bu düşmanları motor üzerinde, sürüş esnasında halletmemiz gerekecek.
Frank Miller'ın efsane grafik roman'ı Sin City'nin esin kaynağı olduğu siyah-beyaz görsel stil, oyunun ilk bakışta dikkat çeken özelliği. Japon oyunlarının en önemli unsurlarından biri olan sanatsal grafikler, bu sefer daha batılı şekilde karşımıza çıksa da, Japonya menşeli oyunlara aşina olanlar aslında bir doğu-batı sentezinin farkına varacaklardır. Killer 7, No More Heroes gibi oyunların grafik stilinden etkiler de oyunda açıkça seziliyor. Zaten tasarımcı Nishikawa’da, No More Heroes’un yaratıcısı Goichi Suda’nın hayranı olduğunu belirtiyor.
Cicili bicili Wii vahşete hazırlanıyor
Oyun, ailenizle hep beraber oynayabileceğiniz oyunlardan olmayacak. Yapımcılar çizgi roman tarzı, eğlenceli bir vahşetten bahsetmekte ve diğer şiddet içeren oyunlardan farklarını belirtmekte. Haklı oldukları şekilde, oyundaki çizgi roman tarzı şiddetin, gerçekçi bir oyundaki bıçaklama olayıyla kıyaslanmaması gerektiğini savunmaktalar ancak parçalanan vücutlar ve bolca kan yapımcıları oldukça sıkıntıya sokacağa benziyor.
Oyunun açıklanmasının üzerinden 6 ay gibi bir süre geçti ve bu süre içinde oyunun kendisi hakkında ne kadar konuşulduysa, bir o kadar da yaşaması kuvvetle muhtemel sansürler konuşuldu. Birçok ülkede çıkışı konusunda belirsizlik söz konusu... Özellikle İngiltere’de yasaklanmasına yada sansürlenmesine kesin gözüyle bakılıyor. Almanya’da ise oyunun çıkartılmayacağı Sega tarafından açıklandı. Oyunun web sitesinde yapımcılar, oyunda kullanılan şiddetin, eğlence unsurunu arttıran bir öğe olduğunu belirtiyorlar. Oyundan bir sahneyi örnek vererek, düşmanın kafasına levha saplanmasının, bıçak saplanmasına göre farklı anlamlar içerdiğini düşünüyorlar.
Kuzey Amerika ve Avrupa'da 2009'un ilk çeyreği çıkması beklenen oyunun, Japonya’da çıkıp çıkmayacağı konusunda şimdilik bir açıklama yok. Sert oyunların eksikliğinden yakınan Wii sahipleri için ilaç gibi geleceğini düşündüğümüz oyun, henüz erken olsa da kesinlikle edinilmesi gereken oyunlardan olacağa benziyor.
|