Windows XP (Masaüstü Bilgisayarlar)
- Pentium IV 2.0 GHz / Athlon XP 2000+ üstü (Not: Çift çekirdekli işlemciler, daha düşük GHz gözükse de işlemci gücü olarak P4''lerden yüksektir.. Core Duo, Core 2 Duo vs. için 1.6 GHz üstü minimumu sağlar)
- 1 GB RAM
- Ekran Kartı : ATI veya nVidia''nın Desteklenen Modelleri - Aşağıda Yazıyor -
- 6.5 GB Boş Alan ( Kullanıcı Yapımı eşyalar vs. için ek 1 GB alan daha)
Windows Vista (Masaüstü Bilgisayarlar)
- Pentium IV 2.4 GHz / Athlon XP 2400+ (Not: Çift çekirdekli işlemciler, Centrino''lar vs. daha düşük GHz gözükse de işlemci gücü olarak P4''lerden yüksektir.. Centrino, Core Duo, Core 2 Duo vs. için 1.8 GHz üstü minimumu sağlar)
- Ekran Kartı : ATI veya nVidia''nın Desteklenen Modelleri - Aşağıda Yazıyor -
- 6.5 GB Boş Alan ( Kullanıcı Yapımı eşyalar vs. için ek 1 GB alan daha)
DİZÜSTÜ BİLGİSAYARLAR:
Windows XP (Dizüstü Bilgisayarlar)
- Pentium IV 2.4 GHz / Athlon XP 2400+ Dengi İşlemci (Not: Dizüstü bilgisayarlar, mobil işlemci olan Centrino''yu kullanır.. Centrino''lar vs. daha düşük GHz gözükse de işlemci gücü olarak P4''lerden yüksektir.. Centrino, Core Duo, Core 2 Duo vs. için 1.8 GHz üstü minimumu sağlar)
- 1,5 GB RAM
- Ekran Kartı (Min) : ATI veya nVidia''nın Desteklenen Modelleri - Aşağıda Yazıyor -
Windows Vista (Dizüstü Bilgisayarlar)
- Pentium IV 2.4 GHz / Athlon XP 2400+ (Not: Dizüstü bilgisayarlar, mobil işlemci olan Centrino''yu kullanır.. Centrino''lar vs. daha düşük GHz gözükse de işlemci gücü olarak P4''lerden yüksektir.. Centrino, Core Duo, Core 2 Duo vs. için 1.8 GHz üstü minimumu)
- 2 GB RAM
- Ekran Kartı (Min) : ATI veya nVidia''nın Desteklenen Modelleri - Aşağıda Yazıyor -
LAPTOP''LAR İÇİN GENEL NOT: Laptop''lar genelde ATI ve nVidia kartların, paylaşımlı versiyonlarını kullanır.. Bu yüzden bu kartlarda performans biraz daha düşük olabilir, bu yüzden ayarların biraz kısılması gerekiyor, ancak EA açıklamasına göre tatmin edici düzeyde çalışıyorlarmış..
Eğer Intel On-Board Ekran Kartınız varsa
- 2.6 GHz Pentium D yada 1.8 GHz Core 2 Duo
- XP için 1,5 GB RAM
- Vista için 2 GB RAM
- Ekran Kartı GMA X3000 üstü modeller.
DESTEKLENEN EKRAN KARTLARI:
NVIDIA GeForce series
FX 5900, FX 5950 (Vista altında uyumsuz)
6200, 6500, 6600, 6800,
7200, 7300, 7600, 7800, 7900, 7950
8400, 8500, 8600, 8800
9600, 9800, GTX 260, GTX 280
Serinin ilk oyununu tüm ek paketleri de dahil olmak üzere oynadıktan sonra ikinci oyun çıkana kadar Sims oynamamıştım. Zamanımın çoğunu çalan bu oyunu o kadar çok oynamıştım ki artık tiksinmeye başlamıştım… Tiksinmemin nedeni olan başında oyun geçirdiğim uzun saatler aslında Sims'in zamanın en iyi oyunlarından biri olduğunu gösterir. Hani bir yemeği çok sevseniz de aylar boyunca aynı yemeği yiyince uzun süre boyunca o yemeği yemek istemezsiniz. Sims de öyle bir oyundu; bizi bezdirene kadar başında hapseder, bıkmaya başlayınca piyasaya oyunu baştan aşağı değiştiren bir ek paket çıkarır ve saatlerimizi harcamaya devam ederdi. Tabii zaman geçtikçe bu ek paket işinin suyu da çıkmadı değil Electronic Arts sağolsun. Ama her ne olursa olsun Sims hayranları bu ek paketleri de almadan da edemiyorlardı. Ne de olsa Sims olmadan yapamam diyen bir kitle var değil mi ortada? Neyse yazıya döneyim ben.
İlk oyun henüz ek paketler çıkmamışken bile o zamanlar gayet eğlenceliydi. Yemek, içmek, televizyon izleyip uyumak sabah olunca da işe gitmek benim için Sims'te çok eğlenceli bir rutindi. Henüz şimdiki Sims 3 gibi üstün özellikleri de olmamasına karşın bir ev yapıp onu ve içini tamamen düzenlemek, evin içindeki kendi ihtiyaçlarını emir almadan yerine getirmekten aciz ve bazı ihtiyaçları karşılanmadığında ekranda, bize bakarak söver gibi hareketler yaparak aç olduğunu belirtmeye çalışan bir simin hayatına şekil vermek yeterince zamanımızı elimizden alıyordu. Tabi bunlar artık oyuncuyu tatmin etmeye yetmemeye başlayınca oyuna kedi-köpek, tatil, romantizm, büyüler eklendi ve sonunda eklenecek bir şey kalmadı ve ortaya Sims 2 çıktı.
Sims 2'de eskiden kütük gibi olan simlerimiz resmen hayat buldu ve oyun daha da eğlenceli hale geldi. Diyeceksiniz "eski oyunların tadı bir başkaydı" ama işte Sims böyle değil, oynaya onaya nefret etmeye başladığımız bu oyunun yeniden doğması gerekliydi ve gereken yapıldı, sonuç olarak Sims 2 doğdu. Artık üç boyutla hayat bulan simler, evleri ve kasabaları bizi tekrar başlarına hapsetmeye hazırdı. Çıkan eklenti paketleri daha gerçekçi ve eğlenceli olasına karşın oyun içerisindeki absürtlükler yine de son bulmadı. Ortalıkta fink atan uzaylılar, hayaletler, ekrana el sallayan simler… Simlerimiz üniversiteyi tamamladı, gece hayatına daldı, kış gelince üşüdü, ıssız adaya düştü ve kaçınılmaz sonlar birlikte oyuncuyu yine bezdirdi ve en sonunda Sims 3 açıklandı. Oyun daha da iyi olacaktı ama bir eksiği de olacaktı; o sıralar Spore ile uğraşmakta olan Sims serisinin yaratısı olan Will Wright ve onun delice fikirlerinin oyunun yapımına dahil olmaması…
Hatırlarsınız ilk oyunda hazır olarak gelen sim ailelerinin ikinci oyunda, birkaç yıl sonrasında biraz yaşlanmış, ailelerin bazı üyelerinin ölmüş ve yenilerinin gelmiş olduğunu gördük. Üçüncü oyun ise zaman olarak birinci oyunun öncesinde geçiyor. Herhalde yapımı devam eden Sims filminin konusu da bu ailelerin anormal maceraları üzerine olacak. İlk oyundaki Mortimer'ın ikinci oyunda yaşlanmış olduğunu, karısı Bella'nın uzaylılar tarafından kaçırıldığını ve kızları Cassandra'nın kasabanın Cassanova'sı Don Lothario ile evlenmesine ramak kaldığını ve ailenin yeni bir üyesinin de olduğunu görüyoruz. Bella kaçırıldıktan sonra çevreye yeni taşınmış servet avcısı olan genç ve güzel Dina'nın Mortimer'ın servetine konmak için oynadığı oyunlara şahit oluyoruz. Öte yandan Bella'yı da oyundaki öteki kasabalardan biri olan Strangetown'da hafızasını kaybetmiş olarak buluyoruz. Aslında onu resmen uzaylı istilası altında bulunan o kasabada bulmak pek de şaşırtıcı bir şey olmasa gerek. Her neyse Sims 3 diyorduk değil mi? Sims 3'te Mortimer ile Bella ise birbirlerinin en iyi arkadaşı olarak oyun oynamaktalar. Tabi ilk oyunda çevresi kapkara olan bir arazide oynadığımız oyunda çevredeki yapıları, araziyi görebiliyor ama oralara gidemiyorduk. Haritanın öbür alanlarına gitmek ise tam bir işkenceydi. Sims 3'te ise serbest bir şekilde istediğimiz gibi dolaşabiliyoruz hatta simlerin işyerlerini bile görebiliyoruz ama içlerinde ne olup ne bittiğini göremiyoruz. Ama şöyle bir yenilik var ki; verdiğimiz talimata bağlı olarak simimiz pestili çıkana kadar çalışabiliyor, patronuna yalakalık yapabiliyor hatta arkadaşlarıyla muhabbet ediyor ama yine de bunları canlı olarak göremiyoruz.Kendi karakterimi yaptıktan sonra uygun bir eve taşındım. Herhalde karakterlerin artık "kişilik" sahibi olduğunu biliyorsunuzdur. Örneğin benim karakterimin beş kişilik özelliğini şöyle sıralayabilirim; Hırslı, yaratıcı, bilgisayar manyağı, geveze (sürekli geyik yapan), dost canlısı. En sevdiği renkleri vs. ayarladım. Neyse taşındığım ev tabi pek de iyi durumda değildi ve karakterimin de hayat amacı dünyanın lideri olmak gibi bir şeydi. Ben de politika kariyerine başladım ve daha hızlı yükselmek için karizmayı yükseltmeye başladım bu arada belirtmeliyim ki; karizma yeteneği arkadaş sayısı ve tanıdıklarının sayılarına bağlı olarak değişiyor. Her neyse karakterim hırslı olduğu için de kariyerinde daha hızlı yükselebiliyordu. Ayrıca işteyken arada eline geçen fırsatları kullanarak da yükselme şansı bulabiliyordu. Bu fırsatları yerine getirmek için bazı şart ve süre sınırları var. O yüzden onlar üzerinde çalışırken o sınırlamalara dikkat etmek gerekiyor. Tabi elimdeki araç bisiklet olduğu için rezil olmamak adına beni her yere özel araçla yolluyorlardı artık. En sonunda kariyerimde onuncu seviyeye geldiğimde haftada üç gün, dörder saatten, saat başına 600 civarı miktara çalışıyordum. Daha sonra meslek değiştireyim dedim ve askerliğe paspasçı olarak girdim. Sims dünyasında, dünyanın lideri bile paspasçı olabiliyor… Acımasız kuralları olan bir dünya olduğundan çabalayarak yükselmem gerekiyordu… Dördüncü seviyede bilim mesleğinin beşinci seviyesine geçmem için teklif geldi ama reddettim ve askerliğin en üst rütbesine ulaştım; Astronotluk! Komutanlık beklemeyin; beni pilot yaptılar belirli bir süre sonra. Sanırsam astronotlukta haftada bir gün boyunca saati 500’e 16 saat çalışmam gerekiyordu. Neyse o arada bisikleti bırakıp kendime bir araba aldım 6-7 tane roman yazdım ve o romanların teliflerinden de bir şeyler kazandım. Ayrıca belirteyim ki bir yetenekte en üst seviyeye ulaşınca sertifika veriyorlar. Sertifika posta yoluyla geliyor ve duvara asılabiliyor. Posta demişken aklıma geldi; Artık faturalarımızı ödemeyince bir ödeme ekranı geliyor ve ödeyip kurtuluyoruz ama paramız yetmeyince eli silahlı haciz memurları hala geliyor mu bilmiyorum. Ayrıca karakterlerimiz istekleri yerine geldikçe belirli miktarda puanlar kazanıyor ve o puanlarla karakterlerimize "çelik mide" (uzun süre acıkmamak gibi bir şey) gibi özellikler alıyoruz ya da sadece o puanlarla alınabilen anormal ve özel eşyalar alabiliyoruz. Bu arada ihtiyaçların arasından konfor ve çevre (dekorasyon vb.) kalktı. Ama hemen sevinmeyin; bunlar karakterlerin mutluluğuna etki eden şeylerin arasına eklendi.
Sims 3'ten genel olarak memnun kaldın mı? Diye bir soru sorarlarsa herhalde oyun fazlasıyla eğlenceliydi ama bir şeyler eksikti derdim. Herhalde bunun nedeni önceki oyuna ek paketler ile gelen bir takım özelliklerin olmayışıydı. Ama sanıyorum ki gelenek bozulmayacaktır ve yakın zamanda ek paketler çıkmaya başlayacaktır. Eğer Sims beni kesmez, aksiyon istiyorum diyorsanız Sims 3'teki mezarlığa gidip aksiyon var mı yok mu görün. Hala kesmedi diyorsanız mangala gidin, sinemaya gidin… Olmadı alışverişe çıkın.
Neyse grafikler iyi, eğlenceli, ses efektleri fena değil… Bu arada Sims'te kullanılan dilin Fransızca ve artık çok yaygın olmayan bir çok dilin kelimelerini içeren "anlamsızlaştırılmış" bir dil olduğunu biliyor muydunuz? Diyeceğim şu ki, Artık simler tam anlamıyla yaşıyor, onu bırakın bulundukları çevre sürekli bir değişim içerisinde… Yani simlerimiz artık on yıl önceki kütükler olmaktan çıkıp tam anlamıyla birer canlı haline geldiler. Ben derim ki Sims 3'e bazı teknik hatalar dışında mükemmel denebilir.